Yoğun Bakımda Beslenme: Çağdaş Yaklaşımlar ve Klinik Uygulamada Yenilikler
Yoğun bakım hastaları, inflamasyon, katabolik stres, organ yetmezliği ve uzun süreli yatış gibi çok sayıda metabolik riski barındırır. Bu nedenle beslenme sadece “destek” değil, tedavinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. (WFSA Resource Library) Ancak son yıllarda, klasik “erken yüksek enerji + yüksek protein” yaklaşımına yönelik ciddi veriler ortaya çıkmıştır ve uygulamamızda paradigmalar değişmektedir. Aşağıda, güncel veriler ışığında yoğun bakımda beslenme yönetiminin temel başlıklarını ve yenilikçi yönlerini ele alacağız.
Beslenmenin Zamanlaması ve Yöntemi
-
Klasik yaklaşımda hastanın stabil olması beklendikten sonra enteral beslenmeye başlamak ve gerekirse parenteral beslenmeye geçmek önerilmiştir. Ancak bugün için erken beslenmenin (ilk 24-48 saat) ya da çok erken yoğun rejiminin yararından ziyade riskleri olduğu gösterilmektedir. (PubMed)
-
Yeni kılavuzlar, örneğin Japonya’da hazırlanmış olan Japanese Critical Care Nutrition Guideline 2024 (JCCNG 2024), 37 klinik soruyu değerlendirmiş ve 24 öneri sunmuştur. (BioMed Central)
-
Örneğin, bir meta-analiz; erken enteral beslenmenin (EN) erken parenteral beslenmeye (PN) göre mortalite açısından fark göstermediğini, ancak EN’nin kan dolaşımı yoluyla enfeksiyon oranlarını düşürdüğünü ve YBÜ yatış süresini kısalttığını bildirmiştir. (PubMed)
-
Öte yandan, erken-yüksek doz enerji ve protein verilmesinin toksik olabileceğini gösteren büyük çalışmalar mevcuttur; erken dönemde aşırı beslenme, anabolik direnç, otophaji baskılanması gibi mekanizmalarla ilişkilendirilmiştir. (PubMed)
Özetle: YBÜ hastasında enteral yol mümkünse erken başlamak (genellikle ilk 24-48 saat içinde) tercih edilmektedir. Ancak enerji/protein hedefleri aşırı yüksek tutulmamalı, parenteral destek ilk haftada rutin olarak başlatılmamalıdır.
Enerji ve Protein Hedefleri
-
Geleneksel olarak “yaklaşık 25-30 kcal/kg/ gün + 1.2-2.0 g protein/kg/gün” hedefleri önerilmişti. (SpringerLink)
-
Ancak yeni analizler şunu göstermektedir: erken fazda tam enerji/protein hedeflerine ulaşmak, özellikle organ yetmezliği olan hastalarda «zararlı» olabilir. (Frontiers)
-
Örneğin, “toleranslı düşük besleme” (permissive underfeeding) yaklaşımı, erken dönemde daha güvenli olabilir. (PMC)
-
Protein açısından da; yüksek protein dozları (örneğin ≥2 g/kg/gün) bazı çalışmalarda özellikle akut böbrek yetmezliği olanlarda kötü sonuçlarla ilişkilendirilmiştir. (Frontiers)
-
Bu nedenle, enerjiyi ve proteini hastanın metabolik durumuna göre aşamalandırılmış biçimde artırmak daha mantıklı görünmektedir.
Klinik öneri: İlk 3-7 gün içinde hedef enerjinin yaklaşık %50-70’si verilmeli, protein 1.0-1.2 g/kg/gün civarında başlayıp daha sonra artılabilir. Bu süre boyunca indirekt kalorimetri mümkünse kullanılmalı. (BioMed Central)
Beslenme Yolu: Enteral vs Parenteral
-
Enteral beslenme (EN) genel olarak tercih edilmektedir; gastrointestinal sistemin korunması, bağışıklık modülasyonu ve enfeksiyon riskinin azaltılması yönünden avantajlıdır. (MDPI)
-
Parenteral beslenme (PN), enteral yolun yetersiz olduğu veya uygulanamadığı durumlarda kullanılmalıdır. Ancak erken dönemde “tüm gereksinmeyi” karşılamak amacıyla PN kullanılması artık önerilmemektedir. (espen.org)
-
Örneğin J Intensive Care 2025’de yayımlanan kılavuza göre: “YBÜ’de kritik hastalarda EN veya PN, birinci haftada başlanabilir; EN tercih edilmelidir” denmektedir. (SpringerOpen)
Uygulama ipucu: Eğer EN başlandıysa ve ilk haftada hedefin %60-70’i altında kalınıyorsa, PN başlanması gündeme gelebilir fakat rutin erken PN (örneğin < day 7) önerilmemektedir.
Mikronutrientler, İmmün-Beslenme ve Özel Koşullar
-
YBÜ hastalarında mikronutrient eksiklikleri (çinko, selenyum, D-vitamini, B-kompleksi) sıklıkla gözlenmektedir. Ancak bunların rutin yüksek doz immün-beslenme amaçlı kullanımına yönelik güçlü kanıtlar sınırlıdır. (PMC)
-
“İmmün-modülatör” besin (örn. glutamin, omega-3 yağ asitleri, arginin) kullanımı günümüzde genel öneri değildir; bazı durumlarda zarar verebileceği bildirilmiştir. (E-ACNM)
-
YBÜ üzerinde özel koşullar (örn. septik şok, ECMO, travma, acil cerrahi, kronik kritik hasta) için ayrı değerlendirmeler gereklidir. Örneğin kronik kritik hastalıktaki beslenme stratejileri güncel olarak incelenmektedir. (Frontiers)
Not: Yüksek riskli veya özel durumdaki hastalarda beslenme ekibi ile birlikte “kişiye özel” değerlendirme yapılmalıdır.
Yeni Yönelimler: Kişiselleştirilmiş Beslenme ve Veri Bilimi
-
Beslenme stratejilerinde son dönemde önemli paradigma değişikliği görülmektedir: “her hastaya aynı” modeli yerini kişiselleştirilmiş beslenme yaklaşımına bırakmaktadır. (PubMed)
-
Örneğin 2025-de yayımlanan bir makalede, metabolomik ve yapay zeka (YZ) destekli modellerin YBÜ hastalarında beslenme yönetiminde kullanılabileceği önerilmiştir. (PubMed)
-
Ayrıca indirekt kalorimetri, kas kalınlığı ultrasonografisi, biyoelektirik impedans analizinde faz açısı (phase angle) gibi metabolik ve dokusal ölçümlerin önemi artmaktadır. (PMC)
-
Veri bilimi ve makine öğrenmesi yaklaşımları, özellikle enerji-protein hedeflerinin hastaya özgü olarak belirlenmesinde potansiyel taşımaktadır. Bu alanda da yayınlar artmaktadır.
Gelecek vizyonu: YBÜ beslenmesinde “dijital twin”, “dinamik hedefleme” ve “beslenme algoritmaları” gibi kavramların klinik hayata girmesi beklenmektedir.
Uygulamadaki Zorluklar ve Klinik Pratikte Dikkat Edilecekler
-
Gerçek hayatta YBÜ hastalarında enerji ve protein hedeflerine ulaşmak sıkıntılıdır: beslenme kesintileri, gastroparezi, hemodinamik instabilite gibi sorunlarla karşılaşılır. (ScienceDirect)
-
Beslenme kesintileri erken dönemde kas kaybı ve ICU-yeni zayıflığı (ICU-AW) riskini artırır. Bu nedenle beslenme planı kesintisiz ve multidisipliner takip gerektirir. (BioMed Central)
-
Beslenmenin “faz tarihi” uygun değerlendirilmelidir: akut şok/instabilite döneminde tam beslenme hedefi zararlı olabilir; stabilize edilince daha agresif stratejiler düşünülebilir. (PMC)
-
Beslenme ekibi, yoğun bakım hekimleri, diyetisyenler, fizyoterapistler ve yoğun bakım hemşireleri arasında yakın işbirliği gereklidir. Beslenme sadece “yemek vermek” değil, metabolik yanıtı yönetmektir.
Özet ve Klinik Mesajlar
-
Yoğun bakım hastalarında erken fakat ılımlı beslenme stratejisi önerilmektedir: ideal = enteral yolun mümkün olduğunca erken başlanması, enerji ve protein hedeflerine kademeli ulaşılması.
-
Enerji/protein hedefleri sabit değil; hastanın klinik durumu, organ fonksiyonu, metabolik yanıt ve fazına göre esnek olmalıdır.
-
Parenteral beslenme sadece gerektiğinde ve uygun zamanda kullanılmalıdır; erken yüksek doz PN rutin olarak önerilmemektedir.
-
Mikronutrient ve immün-modülatör uygulamaları her hasta için rutin olmamalı, spesifik koşullara göre değerlendirilmelidir.
-
Gelecek yönelimler; kişiselleştirilmiş beslenme, metabolik ve dokusal parametrelerin takibi, veri biliminden yararlanılan algoritmalar ve daha entegre bakım modelleridir.
-
Klinik olarak en büyük zorluk: uygulama — hedeflere ulaşamama, kesintiler, farklı ekiplerin koordinasyonu. Bu nedenle standart bir protokol kadar “ekip çalışması”, “süreklilik” ve “yakın izleme” önemlidir.
Kaynakça Öne Çıkanlar
-
Kashani et al., Advancements in nutritional support for critically ill patients, PubMed, 2025. (PubMed)
-
Lee et al., Personalized Nutrition Strategies for Patients in the Intensive Care Unit, Nutrients, 2024. (PubMed)
-
ESPEN Practical and Partially Revised Guideline: Clinical Nutrition in the Intensive Care Unit. Clin Nutr 2023;42(9):1671-1689. (espen.org)
-
Japanese Critical Care Nutrition Guideline 2024 (JCCNG 2024). J Intensive Care 2025;13:18. (BioMed Central)
-
Makuya & Jooma, Nutritional Considerations for ICU Patients. Part 1: When, What, and How to Feed, ATOTW, 2025. (WFSA Resource Library)